Popüler Cevap
Nükleer Bir Saldırıdan Kurtulabilir miyiz?

Nükleer Bir Saldırıdan Kurtulabilir miyiz?

Bu nükleer saldırı meselesi artık oyunlardan, senaryolardan, ordan, burdan hayatımıza iyice girdi. Aslında bir nebzede alıştık diyebiliriz. Bizim de amacımız hem kendimize, hem de size buna alışmayını tekrar tekrar söylemek.

Nükleer Serpinti Nedir?

Nükleer serpinti veya radyoaktif bulut, bir nükleer patlama veya yangın sonucu atmosfere saçılan radyoaktif maddelerden oluşan gaz ve toz kütlesidir. Bu küçük parçacıklar bir patlama anında tamamen gökyüzüne yayılıyor ve rüzgarın, atmosferin yardımıyla kıtalararası yolculuklara çıkıp, yüzbinlerce insanın hayatını yok edebiliyor.

Bildiğimiz kadarıyla dünya üzerinde 10.000’e yakın nükleer silah bulunuyor. Hata bu sayıyı birazcık daha zorlarsanız 15.000’e kadar çıkabilirsiniz. Fakat mesele bu değil. Bu bombaların içersinde büyüklüğüne bağlı olarak yaklaşık 2.500 tanesi aynı anda ateşlenirse Kuzey Amerika kıtasını Dünya’dan silebilecek güçte. Bu bombaların sadece 13.000 tanesi Dünya’mızı Galaksi’den tamamen yok edebilecek seviyede.

Örneğin 1923 yılından günümüze kadar yaklaşık 53.000’den fazla uçak kazası meydana gelmiştir. Bu zaman dilimi içersinde nükleer saldırılardan kaynaklı da tam 220.000 insan hayatını kaybetti. Burada ki kilit nokta şu; çeyrek milyon insanın hayatını kaybettiği nükleer saldırılardan sadece 2 tane oldu.

Nükleer bomların bu devasa etkisi 1950 yılınca yeni bir bölümün doğmasını sağladı. Bunun adı ise “megadeath” yani “mega ölüm”dü. Mega ölüm etkisi yaşanan bir nükleer patlamada en az 1 milyon ölüm beklenir.

Böylesine büyük bir patlamanın ne kadar tahribat yaratabileceğini anlamak için yine ABD’ye bakmamız lazım. O da onların zamanında yaptıkları ve Dünya’nın en büyük patlaması olarak kabul edilen “Castle Bravo” dur. Castle Bravo toplam 15 megatonluk TNT gücüne sahipti ve patladıktan sonra oluşturduğu bulut yaklaşık 6 km’lik alana kadar yayılabildi. Olaydan sadece 10 dakika sonra 40 km kadar yükseldi ve okyanus boyunca 100 km genişliğinde bir mantar oluşturdu. Şöyle düşünün ki bu patlamayı yüzlerce km uzaktan bile görebiliyordunuz. Yaklaşık 12.950 km’den fazla alanı etkiliyordu. Bu da Dünya haritasından bakacak olursak İsviçre’nin 3’te 1’i büyüklüğe denk geliyor.

Her ne kadar patlama anını günümüzde ekranlarımızdan izliyor olsak bile aslında bilmediğimiz bir şey var. O da şu, bu kameralar kapandıktan sonra ne oldu?

Castle Bravo olayından sonra 2 milyar pound değerinde mercan kayalık ve deniz tabakası denizden koptu. Çok ciddi oranda enkaz, mantar bulutu tarafından çekildi ve rakyoaktif hale geldi. Tabi rüzgarında etkisiyle yükselen bulutlar, taşıdıkları nükleer atıkları kıtalararası gezdirebildiler. “Rongelap” adlı ada, bu patlamaların olduğu yere yaklaşık 200 km uzaklıktaydı. Fakat patlamanın etkisiyle etrafta bulunana radyoaktif maddeler ve beyaz toz rüzgarında etkisiyle burada yaşayan insanların üzerine resmen yağdı. Derilerine işledi ve onların hayatlarını mahvetti. Patlamanın hemen 2. gününde boşaltılan köye, tam 3 sene boyunca geri dönüş sağlanamadı. Geri dönenlerse yaşayamayıp, tekrar geldikleri yere geri gittiler.

İlginizi Çekebilir  Bermuda Şeytan Üçgeninin Sırrı (Gizemi) Nedir?

Fakat üzülerek söylüyoruz arkadaşlar, nükleer bir patlamada mesele patlama anı değildir. Esas olay bu patladan sonra gözümüz ile göremediğimiz şeylerden kaynaklı oluşur. Bunlar gama ışınları, radyoaktif serpinti vb.. Ayrıca şunu da eklemek gerekiyor ki, eğer bir nükleer saldırıya maruz kaldıysanız ve maruz kaldığınız etkiler ortaya çıkınca anladıysanız herşey sizin için çok olabilir.

STRONTIUM-90

Bilinen adıyla “kemik isteyen”, bir termonükleer patlama ile Dünya’ya yayıldı. Yıllar içerisinde önce toprağa, bitkilere, hayvanlarla birlikle insanların içine girmeyi başardı. Bu madde vücuda girdiğinde kalsiyum takliti yaparak kemiklerimizde birikir. Bu andan itibaren strontium tam 29 sene boyunca radyoaktif madde yaymaya devam edip, sizi içten içe kanser ediyor. Sonunda ya kemik kanseri oluyorsunuz ya da lösemi.

Eğer nükleer bir saldırıya maruz kaldıysanız yüzleşmeniz gereken bir takım gerçekler var. Patlamanın hemen akabinde yaklaşık 1-2 gün boyunca yanma ve vücudunuzda dolaşan radyasyonun çeşitli etkilerine maruz kalırsınız. Zaten her şey o aşamadan  sonra başlar. Çünkü yaklaşık 2 jenerasyon boyunca genetiğinizden kaynaklı radyoaktif bozukluğunuz nesilden nesile aktarılacaktır.

Kuşkusuz bir nükleer patlamanın amacı sadece o bölgede bulunan şeyleri yok etmek değildir. Bombanın etkisinden de anlayabileceğiniz gibi nükleer bomba atanın asıl amacı; orda bulunan her şeyi geleceğiyle birlikte yaşanamaz hale getirme amacı güder.

Eğer Bir Nükleer Savaş Başlarsa

Eğer bir nükleer savaş başlarsa biz yeraltı sığınaklarında güvende olurduk değil mi? Konservelerce harika yemek ve su arıtma sistemi sayesinde hayatta kalabilirdik. Esas soru şu, bu bizi ne kadar idare edecek? 1 yıl mı? 5 yıl mı?…  Daha da önemlisi acaba orada güvende olacak mıyız? Dürüst olmak gerekirse esas soru nükleer saldırının ardından hayatta kalabilir miyiz değil. Elbette doğru hazırlık yaparsan hayatta kalma şansın çok yüksek. Çünkü sonuçta yapman gereken şey; patlamanın olduğu ve radyoaktif maddenin yayılmaya bağladığı bölgeden hızlıca uzaklaşmak.

Burada kendimize sormamız gereken doğru soru şu; tüm hayatımızı, ailemizi, çevremizi, etrafımızdaki güzel her şeyi yok etmiş olan bir nükleer patlamanın ardından yaşamak ister miydik?

Yorum Yap

Abone Ol!

En güncel bilgilerden haberdar olmak için abone olun.