Dünyanın en meşhur gemisi Titanik, batışının üzerinden 103 sene geçmiş olmasına rağmen hala güncelliğini koruyor. Titanik’in hikayesinin ilginç, az bilindik gerçeklerini bir araya topladık.
Titanik, kendi döneminde insan eliyle yapılmış ve hareket eden en büyük objeydi: uzunluğu 269 metreydi.
Dev geminin yapımına 7,5 milyar dolar harcandı.
Kuzey İrlanda’nın Belfast kentinde yapılan gemi için 17 bin kişi çalıştı.
Geminin yapımı sırasında 246 işçi yaralandı, iki kişi hayatını kaybetti.
Titanik’in içinde bir yüzme havuzu, bir Türk hamamı –evet, bu da vardı, bir spor salonu ve biri birinci sınıf, diğeri de ikinci sınıf yolcular için olmak üzere iki tane kütüphane bulunuyordu.
Titanik’in en yüksek hızı saatte 26 milden fazlaydı. Yani saatte neredeyse 42 kilometre.
Gemi, günde 600 ton kömür yakıyordu. Bu kömürler, 176 kişilik bir ekip tarafından ocaklara boşaltılıyordu. Yaklaşık 100 ton kül de bir günde denize boşaltılıyordu.
Geminin iç tasarımında Londra’daki Ritz Otel’den esinlenilmişti.
Titanik’te birinci sınıf yolcular için 20 bin şişe bira, 1500 şişe şarap 8 bin puro bulunmaktaydı.
Yasal olarak gerekenden fazla olmakla birlikte, Titanik sadece 1178 yolcuyu taşıyacak kadar kurtarma botuna sahipti. Bu sayı, gemide bulunan yolcu sayısının üçte biri…
Ana çapayı ancak 20 at taşıyabilirdi.
Geminin Lagan Nehri’ne geçişine yardımcı olması için 20 bin ton sabun zemine dökülmüştü.
Southampton’dan ayrılan Titanik, Fransa’nın Cherbourg ve İrlanda’nın Cobh kentlerinde olmak üzere iki kere mola verdi.
Gemi mürettebatındaki 885 kişiden sadece 23’ü kadındı.
Son akşam yemeği birinci sınıf yolculara servis edilmişti.
Birinci sınıf yolcuları müzisyenlerin repertuarlarında olması gereken, 352 şarkılık bir liste vermişti.
John Jacob Aster IV, şu anki değeriyle yaklaşık 2 milyar dolarlık bir servete sahipti ve gemideki en zengin kişiydi. Bir efsaneye göre, gemi buz dağına çarptıktan sonra bir garsonu yakalayıp “buz isterken bunu kast etmedim” demişti. Titanik’te hayatını kaybetti.
Bir diğer hafızalarda yer eden kurban da Amerikalı işadamı Benjamin Guggenheim’dı. Geminin batmak üzere olduğunu fark ettiklerinde Benjamin ve uşağı Victor Giglio, çabucak en şık kıyafetlerini giyindi. Bu sırada Benjamin şunları söylüyordu: “Giyinebileceğimiz en iyi şeyleri giydik ve denizin dibine bir centilmen gibi gömülmeye hazırız.”
Rothes kontesi Noel Leslie de gemideydi ve kurtuldu. Kendisinden Downton Abbey dizisinde de, kendisinin Titanik’ten kurtuluşuyla ilgili bir diyalog yaşandığını bilgilere ekleyelim.
Gemideki dokuz köpekten sadece ikisi kurtarılabildi.
Pek çok kişi gemi için bilet satın aldı, ancak binmedi. Bu yolculuğa çıkmayanlar içinde de anılması gereken isimler bulunuyor: Hershey firmasının kurucusu Milton S. Hershey bunlardan en tanıdık olanı. Üç yıl sonraki RMS Lusitania kazasında hayatını kaybeden Alfred Gwynne Vanderbilt ve Gugliermo Marconi de o günün şanslı insanlarıydı.
Yorum Yap