Oyun teorisi, toplumsal problemleri açıklamak ve çözmeye destek olabilecek karar verme çalışmalarında matematiksel bir yaklaşımdır.Çoğunlukla rekabet ve ortaklaşa iş arasındaki tercih üstüne odaklanma eğilimindedir.İnsanlar rekabet durumlarında kazanmaya ya da çıkarlarını maksimize etmeye çalışmaktadırlar.Bununla beraber, hem oyunlarda hem de gerçek dünyada, bunu yapmak için bir takım kaide bulunur.Bazı gerçek durumlar benzer biçimde bazı oyunlarda da kazanan her şeyi alır prensibi geçerlidir; satranç bu şekilde bir oyunun örneği olabilir .Bu oyunlar doğaları gereği fazlaca rekabetçidir ve yalnızca bir şahıs kazanabilir.Sadece öteki oyunlarda kazanmak için iş birliği gerekir.Mesela yeni video oyunlarının bir çoğunda , tek bir oyuncunun ilerlemesi için birden fazla oyuncu içinde ekip stratejisi gerekir. Gerçek dünyada, hatta düşmanlık dönemlerinde rakiplerin ortak çıkarları vardır ve bir dereceye kadar ortaklaşa iş yapmaları gerekir. (Soğuk Cenk esnasında bile yoğun bir Doğu-Batı karşıtlığına karşın, Moskova ve Washington ortak bir nükleer cenk önleme hedefini gerçekleştirmek için iş birliği yapıyorlardı.)
OYUN TEORİSİ NEDİR?
Oyun teorisi, iki yada daha çok katılımcı arasındaki stratejik etkileşimleri incelemek için analitik araçlar sağlar. Karmaşık toplumsal ilişkileri incelemek için rahat, çoğunlukla sayısal modeller kullanan oyun teorisi, güvensiz katılımcılar arasındaki iş birliği davranışının potansiyelini ve bunlarla ilişkili riskleri izah edebilir.Gerçek hayatta olan durumları simüle etmek için kullanılan oyunlar çoğu zaman beş unsur ihtiva eder:
1. oyuncular yada karar vericiler;
2. Her oyuncu için mevcut stratejiler ;
3. Oyuncuların davranışlarını düzenleyen kurallar ;
4. Sonuçlar ( her biri oyunun belirli bir noktasında oyuncular tarafınca meydana getirilen seçimlerden meydana gelmektedir.)
5. Her ihtimaller içinde sonucun sonucu olarak her oyuncu tarafınca elde edilmiş kazançlar
Bu oyun, her oyuncunun her durumda, en karlı sonuca ulaşmasına destek olan stratejileri kullanacağını varsayıyor.
Gerçek yaşam, kişilerin – bilerek yada istemeden – kendi çıkarlarını diğerlerinin zararına bile olsa koruduğu durumlarda doludur. Bu ilişkileri göstermek için kullanılan oyunlarda, çoğu zaman iki oyuncunun çıkarları çatışır; Bir oyuncu için kazanç arttıkça, öteki oyuncular için daha azca kazanç elde edilir. Uzlaşmacı bir netice elde etmek için oyuncular stratejilerini koordine etmelidir, bu sebeple her oyuncu kendi potansiyel kazançlarını sürdürürse paylaşılan netice verimsizdir. Bu kavram, Mahkumun İkilemi Oyununu kullanarak aşağıda gösterilmiştir .
Bu ve öteki oyunlar, karşılıklı yarar elde eden sonuçlar üretmek için ortaklaşa iş potansiyelini göstermektedir. Bununla beraber, güvensiz katılımcılar içinde ortaklaşa iş sağlamanın zorluklarını da vurguluyorlar, bu sebeple her oyuncu kendi çıkarlarını korumayı cazip bulmaktadır. İşbirliği, her iki oyuncunun da ödün vermesini ve bireysel maksimum kazançlarından vazgeçmesini gerektirir.Sadece oyuncular, uzlaşmak yerine kendi çıkarlarını maksimum yapmak isterlerse , sonunda tamamen kaybedebilirler.
OYUN TEORİSİNİN FAYDALARI
Bu modeller, belirli durumlarda katılımcılara sunulan stratejik seçenekler ve olası neticeleri hakkında düşünce verebilir. Bu görüşten hareketle, karar vericiler eylemlerinin potansiyel etkilerini daha iyi değerlendirir ve daha çok istenen hedefleri üreten ve çatışmayı önleyecek kararlar verebilir.
Oyun teorisi, stratejik seçimleri ve potansiyel kolektif neticeleri vurgulayarak, potansiyel olarak yıkıcı bir birlikteliğin denetim edilemeyen bir silahlanma yarışından ve nükleer savaştan kaçınılması da dahil olmak suretiyle karşılıklı yarar sağlamak suretiyle iyi mi düzenlenebileceğini, yönetilebileceğini ve dönüşümlü olabileceğini göstermeye destek oldu .
OYUN TEORİSİNE ÖRNEK : TUTSAK İKİLEMİ
Esir ikilemi en genel anlamıyla, iki ayrı sorgu odasında bulunan tutsağın birbirlerinden habersiz olarak birbirleri adına yapmış olduğu anlaşmalardır. Bu durumun 3 ihtimaller içinde sonucu vardır;
- Tutsaklardan biri öteki esir hakkında konuşur ve diğeri susarsa, tanıklık meydana getiren esir özgür kalıp, susan esir 20 yıl hapis cezasıyla yargılanacaktır.
- Tutsakların ikisi de susarsa, kanıt yetersizliğinden dolayı her ikisi de 1’er yıl ceza alacaklardır.
- Son olasılık olarak her iki tutsakta konuşursa, her ikisi de 5 yıl hapis cezası alacaklardır.
Mantık göz önüne alınıp bakıldığında tarafların sessiz kalıp 1’er yıl ceza alacakları düşünülür.Sadece mahkumlar aralarında anlaşmamışlardır ve ötekinin konuşup konuşmayacağından güvenli olamazlar.Birinin hitabı halinde kimse 1er yıl ceza almayacaktır.Sadece konuşursanız da ya özgür duracak ya da 5 yıl hapis ile kurtulacaksınız.Bu durumda kişiler kendi menfaatlerini, grubun menfaatlerinden önde tuttukları sürece zararı dokunan çıkacaklardır.Şu demek oluyor ki taraflar her ikisinin de menfaati için beraber hareket edip grup çıkarlarına uygun davranmalıdır.Oyun teorisi de bu ana fikirden esinlenerek oluşturulmuştur.
Merak ettiğim bir konuydu teşekkürler.