Işık saniyede 300.000 km (üç yüz bin) hızla hareket etmektedir. Dünyamız içinde düşününce bu hız ulaşılamaz, çok büyük bir hız olarak görünüyor. Öyleki ki ışık, bir saniye içinde Dünya’nın çevresini 7 kez dolaşabilir. Dünya’dan Ay’a bir saniyede gidebilirdik. Fakat Evrenin çok büyük büyüklüğü göz önüne alınınca ışık hızı yetersizdir. Eğer Işık hızında hareket etseydik, Güneş’e 8 dakikada ya da en yakın galaksi olan Andromeda’ya 2 milyon yılda gidebilirdik. Einstein’ın “görelilik kuramına” bakılırsa ışık hızından yüksek bir hız yoktur. Doğrusu ışık hızı limit noktasıdır. Fakat o zamanlar bugün malum bilgilerin birçoğu bilinmiyordu. Mesela evrenin devamlı genişlediği.
Evrende seyahat yüzlerce senedir insanlığın en büyük hayalleri olmuştur. Birçok bilim kurgu filmlerine ve belgesellerine mevzu olmuş olan ışık hızının ötesi var mı acaba? Günümüzde bilim adamlarına bakılırsa ve meydana getirilen deneylere bakılırsa böyle bir durum mümkün. Bilim adamları tarafınca meydana getirilen, halen devam eden İsviçre’deki CERN deneyinde, atomik boyuttaki parçacıklar çarpıştırıldı. Gerek evrenin oluşumu, gerek ışık hızı hakkında mühim bilgiler elde edildi. Bazı parçacıkların azca da olsa ışık hızını geçmiş olduğu saptandı. Bilim adamları sonuçların yanlış olma olasılığına karşın, bunu 15 bin kez tekrarladılar ve netice gene aynı çıktı. Gene de bilim adamları bunun yanlış olabileceğini söylüyorlar. Peki yanlış değilse? O vakit görelilik kuramı tamamen kalkmasa bile büyük değişikliklere uğrayacaktır. İnsanlığın yüzyıllardır hayalini kurduğu uzayda yolculuğu beklide mümkün olabilecek ve insanlık galaksinin sınırlarını zorlayabilecek. Günümüzde bu mevzuda bazı teoriler var.
Takyonlar
Işık hızından yüksek hızların mümkün bulunduğunu söyleyen teorilerden biri “Takyon”lardır. Teorinin özünde sanal sayılar vardır. İzafiyet teorisine bakılırsa E = m.c ’dir. Burada E: enerji, M: kütle, c: ışık hızıdır. Doğrusu enerji ve kütle, hıza bağlı olarak değişmiş olur. Fakat bu formülün mütevazi halidir, formülün aslolan hali şudur:
Bu teoriye bakılırsa eğer, cismin hızı ışık hızından süratli olursa karekökün içerisi eksili çıkar. Buda kütleyi eksi değerlikli yapar. Normalde kütle eksi olması imkansız diyebiliriz, fakat sanal sayılar matematikte kabul gördükten sonrasında birçok mevzuda yararlı olmuştur. Malum fizik kurallarına bakılırsa bu mümkün değildir, fakat matematik bunu onaylıyor. Işık hızının altındaki bir hızda hareket eden şeylere madde dersek eğer, ışık hızından yüksek hızda hareket eden şeylere de anti madde diyebiliriz. Fakat burada sınır ışık hızıdır, maddeler iyi mi ışık hızında hareket edemezse, takyonlar da ışık hızında hareket edemezler.
Sicim Teorisi
Sicim teorisi,temel fizik modellerinden biridir.Bu kuram evrendeki her şeyin sicim denilen bölünemeyecek kadar minik olan (on üstü eksi 35 metre) maddelerin değişik rezonanslarda titreşimi sonucu oluştuğunu söyler. Bilim adamları son 5 senedir bu teoriye “Her Şeyin Teorisi” diyorlar. Bilim adamlarına bakılırsa sicimler gözlemlenebilir ve anlaşılırsa,en minik alemlerden en büyüğüne kadar her şey rahat bir halde açıklanabilecek.
M-Teorisi
M-Teorisine bakılırsa macro (büyük) alemlerdeki soruların yanıtını micro (minik) alemlerde bulabiliriz. Minik bir örnekle açıklamak gerekirse,bir saç teli uzaktan bakılınca tek boyutlu olarak görünür,şu demek oluyor ki bir tek uzunluğu olduğu görünür. Fakat bir karınca ya da bir pire için telin uzunluğu,hatta genişliği dahi vardır. Atomik boyutta da durum böyledir. İnceleyemediğimiz sicimler eğer gözlemlenebilirse, evrenin sırları hakkında birçok yeni informasyon edinebilir ve değişik boyutlara kapı açabiliriz.
Yorum Yap